Hz. Nuh Kaçıncı Kat Semada? Ekonomik Bir Bakışla İnanç, Kıtlık ve Seçim
Bir Ekonomistin Gözünden: Kaynakların Sınırlılığı, Anlamın Arayışı
Bir ekonomist için her şeyin başlangıç noktası aynıdır: kıtlık. Kaynaklar sınırlıdır, ama insanın arzuları sonsuzdur. Bu paradoks, hem piyasanın hem de insanlık tarihinin temel dinamiğidir. Tıpkı bir ekonomi sisteminde olduğu gibi, inanç dünyasında da seçimler, bedeller ve fırsatlar vardır. Bu nedenle “Hz. Nuh kaçıncı kat semada?” sorusu yalnızca bir teolojik merak değil, aynı zamanda derin bir ekonomik metafordur.
Bir inanç sisteminin katmanlarını, bir ekonominin üretim basamakları gibi düşünebiliriz: her kat, bir değer sistemini, bir kıtlık düzeyini ve bir ahlaki tercihi temsil eder. Hz. Nuh’un hikâyesi, bu anlamda hem bir kurtuluş ekonomisidir hem de insanlığın risk yönetimi tarihidir.
Nuh’un Gemisi: Kıtlık Ekonomisinin İlk Modeli
Ekonomik tarih açısından bakıldığında, Nuh’un gemisi bir tür kaynak yönetimi modelidir. Tufan yaklaşırken, Nuh sınırlı kaynaklarla en yüksek toplumsal faydayı yaratma çabasına girişmiştir. Gemide yer alan canlı türleri, çeşitliliğin korunmasını; geminin sınırlı kapasitesi ise kıtlığın yönetimini temsil eder.
Bir ekonomist bu tabloyu şöyle okur: Arz kısıtlı, talep sonsuzdur. Dolayısıyla bir seçim yapılmalıdır. Bu seçim, yalnızca maddi değil, etik bir tercihtir. Tıpkı devletlerin bütçe oluştururken sosyal harcamalar ile yatırım kararları arasında denge kurması gibi, Nuh da hayatla ölüm, umutla çaresizlik arasında bir kaynak tahsisi yapmıştır.
Piyasa Dinamikleri ve İlahi Müdahale
Modern ekonomide, piyasa mekanizması arz-talep dengesine dayanır. Ancak kriz dönemlerinde —tıpkı tufan gibi— bu denge bozulur. Devlet müdahalesi, faiz oranları veya teşvik politikaları devreye girer. Dini anlatılarda ise bu müdahale Tanrı tarafından gerçekleştirilir.
Hz. Nuh’un semadaki konumu, bir bakıma bu müdahalenin sembolik sonucudur. Ekonomik bir metafor olarak düşündüğümüzde, Nuh’un “yüksek bir katta” yer alması, üretkenliği, sabrı ve uzun vadeli yatırım anlayışını temsil eder. Tıpkı piyasalarda sürdürülebilir büyüme arayışında olduğu gibi, Nuh’un da kurtuluşu kısa vadeli kazançtan değil, uzun vadeli bir stratejiden doğmuştur.
Semavi Katmanlar ve Ekonomik Katmanlar
İslam geleneğinde “yedinci kat sema” kavramı, manevi mertebelerin bir sembolüdür. Ekonomik açıdan bunu refah düzeyleriyle karşılaştırabiliriz. Toplumlar ekonomik gelişme basamaklarını tırmandıkça, tıpkı semavi katmanlarda olduğu gibi, sorumluluk ve bilinç artar.
Eğer Hz. Nuh altıncı veya yedinci kat semada anılıyorsa, bu onun tarihsel bir “üst düzey üretici” olduğunu gösterir: bilgi, inanç ve emeği dönüştürme gücüne sahip bir figür. Bu, bir ekonomistin gözünden “insan sermayesi” kavramının en eski örneklerinden biridir.
Semavi katmanları ekonomik sistemin basamakları gibi düşündüğümüzde; ilk kat hayatta kalma ekonomisidir, ikinci kat üretim ekonomisi, üçüncü kat paylaşım ekonomisi… Nuh’un bulunduğu yüksek kat, toplumsal bilincin ve sürdürülebilirliğin temsilidir.
Risk, Yatırım ve Kurtuluş: Nuh’un Ekonomik Öğretisi
Nuh’un yaptığı en önemli şey, riskin öngörüsüdür. Bir tufan geliyor ve o, geleceği planlamak zorundadır. Bu tam anlamıyla bir risk yönetimi stratejisidir. Tufan, ekonomik krizlerin metaforudur. Gemi ise krizden çıkışı sağlayan yatırım aracıdır.
Bir ekonomist gibi düşünen Nuh, geleceği okumuş, mevcut kaynaklarını (zaman, inanç, emek) doğru yönetmiştir. Bugünün dünyasında bu, sürdürülebilir finans veya çevresel ekonomi perspektifine denk gelir. Çünkü gemi, sadece Nuh’un değil, ekosistemin de kurtuluşunu sağlar. Bu, ortak refahın ilk modelidir.
Toplumsal Refah ve İlahi Adalet
Ekonomi, yalnızca üretim ve tüketim değil, aynı zamanda adaletin dağılımıdır. Hz. Nuh’un hikâyesi, bu anlamda eşitsizlik karşısında adaletli bir yeniden dağıtımın sembolüdür. Gemide her canlıya yer vardır ama bu yer adaletli bir seçimle belirlenmiştir.
Toplumsal refah teorilerinde olduğu gibi, burada da temel amaç “maksimum mutluluk” değil, “adil denge”dir. Bu, piyasanın değil, bilincin yönettiği bir ekonomidir.
Hz. Nuh kaçıncı kat semada?
Bu soru aslında şunu sorar: Bir toplum, adalet ve dayanışma açısından hangi katmandadır?
Sonuç: Geleceğe Dair Ekonomik Bir Semavi Projeksiyon
Ekonomik açıdan, Hz. Nuh’un semadaki yeri yalnızca bir dini mertebe değil, bir stratejik başarı göstergesidir. O, geleceği okuyan, riskleri yöneten ve kolektif faydayı önceleyen bir “ilahi girişimci”dir.
Bugünün dünyasında ekonomik tufanlar; iklim krizi, gelir adaletsizliği ve kaynak kıtlığı şeklinde karşımıza çıkıyor. Her birimiz, kendi gemimizi inşa etmek zorundayız. Ve her gemi, hangi “semavi katta” olacağımızı belirler.
Şimdi düşünme zamanı:
Kaynaklarımızı nasıl yönetiyoruz?
Krizleri tufana dönüşmeden fark edebiliyor muyuz?
Ve en önemlisi, kendi semavi katımızı inşa ederken kimleri yanımıza alıyoruz?